English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | acute pain n. | akut ağrı | ||
He's suffering from acute pain in his life. O, hayatında akut ağrıdan çekiyor. More Sentences |
||||
General | acute pain n. | şiddetli ağrı | ||
He's suffering from acute pain in his life. Hayatında şiddetli ağrılar çekiyor. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | acute pain n. | şiddetli sancı |
English | Turkish | |
---|---|---|
Medical | ||
Medical | acute pain treatment n. | akut ağrı tedavisi |
Medical | acute abdominal pain n. | akut batın ağrısı |
Medical | patients presenting with acute chest pain n. | akut göğüs ağrısı olan hastalar |
Medical | acute abdominal pain n. | akut karın ağrısı |
Medical | acute left-sided pleuritic chest pain n. | solda akut plöritik göğüs ağrısı |
Medical | non-traumatic acute abdominal pain n. | travma dışı meydana gelen ani başlangıçlı karın ağrısı |